16.12.2019

Sofia

Ağlıyordu Sofia. Daha önce bu denli ağlamamıştı hiç. Boğazı kilitlenir, nefes alamaz, yutkunmaya çalışırken bir ağrı saplanır boğazına, canı yanar. O böyle olsun istememişti. Çok masumdu halbuki. Doğru yaptığına inanıyordu. O zaman neydi bu içinden çıkamadığı hal? Neyin nesiydi bu hıçkırıklar? Gözleri bu kadar neden şişmişti? 

Hiçbirine cevap bulamıyordu… Oysa kendini kandırıyordu. Çünkü hayatında hiç önemsenmemişti. Kimse ona sevgi vermemişti. Özel hissettirip hediye sunmamışlardı ona. Nasıl olurda bunları kendisine itiraf edebilirdi ki? Nasıl yüzleşirdi bununla? Her şeyi dile getirse daha da çok üzülmez miydi? Acısına bir acısı daha eklenmez miydi? Bünyesine sığmayan bu üzüntüyü nasıl atlatacaktı?

Hayatında bu kadar üzüldüğünü hissetmemişti. Bu durumdan nasıl çıkacağını da bilmiyordu üstelik. Bütün gece ayıcığına sıkı sıkı sarılmıştı. Uykuya hep onunla dalardı ve öyle de oldu.

Daha küçücük yaşında değersizliğin ne demek olduğunu öğrenmişti Sofia. Büyümenin bu kadar yaralayıcı olacağını nereden bilecekti.

Altüst

Uzun zamandır sana anlatmam gereken bir şey var. Şimdilerde farkına vardım. Susmayı tercih ediyordum hep. Susarsam geçer sanıyordum. Zaman i...